Ekonomi

Alaattin Aktaş: TÜİK’in hesaplamasının bir açıklaması var mı?

Benim Ekonomim yazarı Alaattin Aktaş, fiyatların orantısız arttığı bir dönemde Ocak ayı enflasyonunun geçen yılla aynı kalmasının mucize olmasa da yanlış bir hesaplama olabileceğini belirtti. Aktaş, “Yani zamlar enflasyona neden olmuyor!” Yazısının ilgili kısmı şöyle:

“TÜİK, Ocak ayında tüketici fiyatları artışını yüzde 6,7 olarak açıkladığında bu manşet çok yerinde göründü. Her ne kadar fiyatlama davranışları önceki yıllarla kıyaslanamayacak kadar kötüleşmiş olsa da, enflasyonun çok daha yüksek olduğu bir dönemde herkes bunun bir kriz olduğunu söyleyerek inanılmaz artışlar yapmıştı. Fırsat buldukça oran yüzde 6,7’de kaldı.” gerçekten bir mucize!

Aynı zamanda şöyle düşünmeye başladım.

TÜİK geçen yılın Ocak ayında yüzde 6,65 oranında artış açıklamıştı; Ya da bu yılın Ocak ayındaki yüzde 6,70 düşük bir rakam…

Ocak 2023’e bakıyorum; Enflasyonu yukarı çekecek temel faktörler bu yıla göre ılımlı değişiklikler gösterirken, tüketici fiyatlarında ise yüzde 6,65 oranında artış yaşandı.

Bu sene olanlara dönüyorum; Bilinen faktörler aylık oranın çok daha yüksek olması gerektiğini söylüyor ama geçen yılla hemen hemen aynı.

O yüzden ya geçen seneki faiz yanlış hesaplama sonucu yüksek açıklandı, ya da bu seneki faiz yanlış hesaplanıp düşük açıklandı diyorum…

Merhum Süleyman Demirel’in ifadesiyle soralım:

‘Bunun başka bir açıklaması var mı?’

Varsa tüm kamuoyu olarak gerçekten bilmek isteriz.

Temel faktörleri hatırlayalım
Enflasyon oranını belirleyen iki temel faktör vardır. Hesaplamanın yapıldığı ay için sadece ilgili ay değil bir önceki aydaki hareketler de belirleyici oluyor ama Ocak ayındaki duruma bir kez daha bakalım.
En temel faktör dolar kurundaki değişimdir. Geçen yıl Ocak ayında dolar artışı yüzde 0,6 iken, bu yılki artış yüzde 3,4 oldu.

Geçen yıl Ocak ayında elektrik fiyatlarına yüzde 0,2 oranında zam yapılmış, doğalgaz ise yüzde 6,9 ​​oranında ucuzlamıştı. Geçtiğimiz yıl akaryakıt, motorin ve otogaz fiyatlarına sırasıyla yüzde 8, yüzde 3,1 ve yüzde 0,5 oranında zam yapıldı.

Bu yıl elektrik ve doğalgaza yüzde 0,5 ve yüzde 8,6 oranında zam yapıldı. Akaryakıt, motorin ve otogazdaki artışlar sırasıyla yüzde 8,8, yüzde 7,5 ve yüzde 7,6 oldu.

(Bu arada Ocak ayındaki akaryakıt zammını, fiyatın alındığı şehre göre farklı hesaplamak mümkün. Bu köşede yazdığım Ocak ayı oranları ile TÜİK oranları arasındaki farkın sebebi de bu. Hesaplamayı Ankara’daki fiyatları dikkate alarak yaptım.)

Enflasyonun ana tetikleyicileri arasında yer alan döviz ve akaryakıt fiyatları geçen yıla göre daha hızlı artarken, TÜFE artışı nasıl hemen hemen aynı oranda kalarak geçen yıl yüzde 6,65, bu yıl yüzde 6,70 oldu?

Baştan söyleyelim; Kimse ‘Harcama grupları bazında endeks sonuçlarına bakıldığında bu sorunun cevabını buluruz’ demesin! Elbette bu verilere nasıl bakacağımızı biliyoruz. Tabi o bilginin ağırlığına ve ortalamasına göre yüzde 6,70 gibi bir sonuç elde ediliyor.

Soru diğeri; Peki, özellikle hizmetler kısmındaki fiyat algısı tamamen çarpıkken, fiyatlama davranışları bu kadar raydan çıkmışken, nasıl oluyor da fiyat artışı geçen yılla aynı seviyede kalıyor?

Üstelik bu durum, temel girdi olan döviz kuru ve akaryakıt fiyatlarındaki artışların geçen yıla göre çok daha yüksek olmasıyla yaşanıyor.

Yoksa vatandaşlar piyasadaki fiyatları algılarken hata mı yapıyor?

(EKONOMİK HİZMET)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu